- Peygamber gibi hani... “Söylemeden hakikatleri saçmadan dolayı her gün yetmiş kere tövbe ederim. 3300
- همچو پیغامبر ز گفتن وز نثار ** توبه آرم روز من هفتاد بار
- Fakat o sarhoşluk tövbemi bozar... bu elbiseler soyan beden sarhoşluğu, tövbeni unutturur” dedi.
- لیک آن مستی شود توبهشکن ** منسی است این مستی تن جامه کن
- Çok eski zamanların ahvalini izhar etmek için Tanrının hikmeti, sır bilen kişiye bir unutkanlık verir.
- حکمت اظهار تاریخ دراز ** مستیی انداخت در دانای راز
- Gizli sırlar, “Yazılan yazıldı kalem de kurudu” kaynağından coşan bir ırmak kesilir, bunca davullarla, bayraklarla ortaya çıkar!
- راز پنهان با چنین طبل و علم ** آب جوشان گشته از جف القلم
- Ey insanlar, sonsuz rahmet her an akmaktadır fakat siz uykudasınız, anlamıyorsunuz!
- رحمت بیحد روانه هر زمان ** خفتهاید از درک آن ای مردمان
- Uyuyan kişinin elbisesi, ırmak suyunu içer de uyuyan, uykuda serap arar! 3305
- جامهی خفته خورد از جوی آب ** خفته اندر خواب جویای سراب
- Orada belki su vardır ümidi ile koşar durur... ve bu düşünceyle suya varacak yolu kendi kendine kaybeder gider!
- میرود که آنجای بوی آب هست ** زین تفکر راه را بر خویش بست
- Çünkü orada der, buradan uzaklaşır... bu hayale kapılır, hakikatten ayrılır!
- زانک آنجا گفت زینجا دور شد ** بر خیالی از حقی مهجور شد
- Bunlar güya uzağı görürüler, fakat ruhları uykudadır... ey yolcular acıyın bunlara!
- دوربینانند و بس خفتهروان ** رحمتی آریدشان ای رهروان
- Ben insana uyku getiren bir susuzluk görmedim... ancak akılsız kişinin susuzluğu uyku getirir!
- من ندیدم تشنگی خواب آورد ** خواب آرد تشنگی بیخرد