- O sırlardan az bir miktarını çalarken hemen gökten şahaplar gelir, onları sürer. 3325
- میربودند اندکی زان رازها ** تا شهب میراندشان زود از سما
- Gidin de onlara; gidin... yeryüzüne peygamber gelmiştir; ne istiyorsanız ondan isteyin, ondan elde edin.
- که روید آنجا رسولی آمدست ** هر چه میخواهید زو آید به دست
- Değer biçilmez inciler istiyorsanız “Evlere kapılarından girin!”
- گر همیجویید در بیبها ** ادخلوا الابیات من ابوابها
- Kapı halkasını dövün, kapıda durun... gökyüzü damından sizlere yol yok!
- میزن آن حلقهی در و بر باب بیست ** از سوی بام فلکتان راه نیست
- İhtiyacınızı bu uzun yoldan gideremezsiniz... biz, sırların sırlarını topraktan yaratılan kulumuza verdik.
- نیست حاجتتان بدین راه دراز ** خاکیی را دادهایم اسرار راز
- Hain değilseniz onun huzuruna gelin... boş kamışsanız bile onun himmetiyle şeker kamışı olun! 3330
- پیش او آیید اگر خاین نیید ** نیشکر گردید ازو گرچه نیید
- O kılavuz, senin toprağından yeşillikler bitirir... bu, Cebrail’in atının nalından uzak bir iş değil!
- سبزه رویاند ز خاکت آن دلیل ** نیست کم از سم اسپ جبرئیل
- Bir Cebrail’in atının ayağına toprak olursan yeşillik kesilir, yenilenir tazelenirsin!
- سبزه گردی تازه گردی در نوی ** گر توخاک اسپ جبریلی شوی
- Samiri, buzağı hamuruna canlar bağışlayan yeşilliği koydu da o yeşillik, altından yapılan o buzağıda bir inci haline geldi, buzağı adeta canlandı!
- سبزهی جانبخش که آن را سامری ** کرد در گوساله تا شد گوهری
- Canlandı da içindeki o yeşillik öyle bir ses verdi ki düşmanlara bir sınama oldu!
- جان گرفت و بانگ زد زان سبزه او ** آنچنان بانگی که شد فتنهی عدو