- Samiri, buzağı hamuruna canlar bağışlayan yeşilliği koydu da o yeşillik, altından yapılan o buzağıda bir inci haline geldi, buzağı adeta canlandı!
- سبزهی جانبخش که آن را سامری ** کرد در گوساله تا شد گوهری
- Canlandı da içindeki o yeşillik öyle bir ses verdi ki düşmanlara bir sınama oldu!
- جان گرفت و بانگ زد زان سبزه او ** آنچنان بانگی که شد فتنهی عدو
- Sır ehline emin olarak gelirseniz doğan gibi başınıza geçirilen külâhtan kurtulursunuz. 3335
- گر امین آیید سوی اهل راز ** وا رهید از سر کله مانند باز
- Doğanı miskin ve çaresiz bir hâle getiren ve gözünü, kulağını örten üsküf,
- سر کلاه چشمبند گوشبند ** که ازو بازست مسکین و نژند
- Doğanın bütün meyli, kendi cinsine olduğundan gözünü bağlamak, kendi cinsini göstermemek içindir.
- زان کله مر چشم بازان را سدست ** که همه میلش سوی جنس خودست
- Fakat doğan, kendi cinsinden vazgeçti de padişaha dost oldu mu doğancı, onun gözünü açar, başından üsküfünü çıkarır.
- چون برید از جنس با شه گشت یار ** بر گشاید چشم او را بازدار
- Tanrı da şeytanları, gözetleme yerinden...aklı cüz-iyi kendi müstakil reyinden,
- راند دیوان را حق از مرصاد خویش ** عقل جزوی را ز استبداد خویش
- Pek başbuğluk davasında bulunma... sen, reyinde müstakil değilsin, ancak gönlün şakirdisin ve istidadın var diye sürer! 3340
- که سری کم کن نهای تو مستبد ** بلک شاگرد دلی و مستعد
- Der ki: Yürü gönüle git... çünkü sen gönlün cüzüsün; kendine gel, sen âdil padişahın kulusun!
- رو بر دل رو که تو جزو دلی ** هین که بندهی پادشاه عادلی
- Ona kulluk etmek, sultanlıktan iyidir... çünkü “Ben ondan hayırlıyım” sözü, şeytan sözüdür.
- بندگی او به از سلطانیست ** که انا خیر دم شیطانیست