- Yahut da benim can gözüme varis olan, doğrulukta benim yerime geçen halifemdir.
- یا کسی کو در بصیرتهای من ** شد خلیفهی راستی بر جای من
- Yiğit, gemiden yüz döndürmemem gerek... işte biz, denizdeki Nuh gemisiyiz! 3360
- کشتی نوحیم در دریا که تا ** رو نگردانی ز کشتی ای فتی
- Kenan gibi her dağa gitme... Kuran’dan “Bu gün kurtuluş yoktur “ayetini duy!
- همچو کنعان سوی هر کوهی مرو ** از نبی لا عاصم الیوم شنو
- Gözün bağlı da bu gemi, onun için sana aşağı, düşünce dağın da pek yüksek görünmede!
- مینماید پست این کشتی ز بند ** مینماید کوه فکرت بس بلند
- Aman ha aman bu alçacık gemiye hor bakma... Tanrının buna gelip duran ihsanına bak.
- پست منگر هان و هان این پست را ** بنگر آن فضل حق پیوست را
- Düşünce dağının yüceliğine de pek bakma... çünkü onu bir dalga altüst ediverir!
- در علو کوه فکرت کم نگر ** که یکی موجش کند زیر و زبر
- Eğer Kenan’san, sana bunun gibi iki yüz nasihat versem yine bana inanmazsın! 3365
- گر تو کنعانی نداری باورم ** گر دو صد چندین نصیحت پرورم
- Bu sözü Kenan’ın kulağı nereden kabul edecek? Onu Tanrı mühürlemiş gitmiş.
- گوش کنعان کی پذیرد این کلام ** که برو مهر خدایست و ختام
- Tanrının mühürlediği kulağa öğüt mü girer? Sonradan olan şey, ezeli hükmü nasıl değiştirir?
- کی گذارد موعظه بر مهر حق ** کی بگرداند حدث حکم سبق
- Fakat Kenan değilsin ümidi ile yine sana bir hoş söz söyleyeyim:
- لیک میگویم حدیث خوشپیی ** بر امید آنک تو کنعان نهای