- Her seçilmiş erin ayak bastığı toprağı gözüne sürme gibi çek; o toprak, gözünü hem yakar, hem aydınlatır. 3375
- سرمه کن تو خاک هر بگزیده را ** هم بسوزد هم بسازد دیده را
- Deve gözü ışılansın diye diken yer de onun için gözü nurlar saçar!
- چشم اشتر زان بود بس نوربار ** کو خورد از بهر نور چشم خار
- Katırın deveye “Ben yol yürürken yüzüstü düşü düşü veriyorum,halbuki sen az düşüyorsun,bu neden diye sorması,devenin cevabı
- قصهی شکایت استر با شتر کی من بسیار در رو میافتم در راه رفتن تو کم در روی میآیی این چراست و جواب گفتن شتر او را
- Katırın biri bir gün bir deveyle buluştu... ikisi de bir ahıra düştüler.
- اشتری را دید روزی استری ** چونک با او جمع شد در آخری
- Katır dedi ki: “Ben tepede, düzde, pazarda, köyde çok düşüyorum.
- گفت من بسیار میافتم برو ** در گریوه و راه و در بازار و کو
- Hele dağ terekesinden aşağı inerken her zaman korkumdan tepe taklak kapanırım.
- خاصه از بالای که تا زیر کوه ** در سر آیم هر زمانی از شکوه
- Sense yüz üstü pek az düşersin... bu neden? Yoksa senin arı canın devletlik mi ki? 3380
- کم همیافتی تو در رو بهر چیست ** یا مگر خود جان پاکت دولتیست
- Ben her an tepesi üstü düşer, dizimi vurur, yüzümü, dizimi kanlara bularım!
- در سر آیم هر دم و زانو زنم ** پوز و زانو زان خطا پر خون کنم
- Palanım, yüküm baş aşağı olur; kiracıdan da daima dayak yerim.
- کژ شود پالان و رختم بر سرم ** وز مکاری هر زمان زخمی خورم
- Hani az akıllı adam gibi... o da aklının kıtlığından günahından tövbe eder... her an da tövbesini bozar.
- همچو کم عقلی که از عقل تباه ** بشکند توبه بهر دم در گناه
- O tövbe bozan reyindeki, azmindeki gevşekliğinin yüzünden zamanede İblise maskara olur.
- مسخرهی ابلیس گردد در زمن ** از ضعیفی رای آن توبهشکن