- O tövbe bozan reyindeki, azmindeki gevşekliğinin yüzünden zamanede İblise maskara olur.
- مسخرهی ابلیس گردد در زمن ** از ضعیفی رای آن توبهشکن
- Her an yükü ağır olan ve taşlık yolda gitmeye savaşan topal beygir gibi tepesi üstüne düşer. 3385
- در سر آید هر زمان چون اسپ لنگ ** که بود بارش گران و راه سنگ
- O ters huylu, tövbesini bozduğu için kafasına gaybtan tokatlar yer durur.
- میخورد از غیب بر سر زخم او ** از شکست توبه آن ادبارخو
- Sonra tekrar gevşek azmiyle tövbe eder... fakat Şeytan “Ne yaptın?” der demez tövbesini bozar.
- باز توبه میکند با رای سست ** دیو یک تف کرد و توبهش را سکست
- Pek zayıftır... fakat kendisini öyle ulu görür, öyle kibirlenir ki Tanrıya ulaşanlara bile hor bakar!
- ضعف اندر ضعف و کبرش آنچنان ** که به خواری بنگرد در واصلان
- Ey deve, sense mümine benzersin; yüz üstü az düşer, burnunu az vurursun!
- ای شتر که تو مثال مومنی ** کم فتی در رو و کم بینی زنی
- Sende ne var ki afete uğramıyorsun... sürçmüyor, yüz üstü az düşüyorsun? 3390
- تو چه داری که چنین بیآفتی ** بیعثاری و کم اندر رو فتی
- Deve dedi ki: “Her kutluluk Tanrıdandır ama benimle senin aranda çok fark var!
- گفت گر چه هر سعادت از خداست ** در میان ما و تو بس فرقهاست
- Benim başım yüce, iki gözüm yücelerini görüyor... yüce görüş sahibini zarardan korur.
- سر بلندم من دو چشم من بلند ** بینش عالی امانست از گزند
- Ben dağın başındayken dağın eteğini görürüm... her çukuru, her düzü kat, kat görürüm.
- از سر که من ببینم پای کوه ** هر گو و هموار را من توه توه