English    Türkçe    فارسی   

4
3406-3415

  • Sense şüphe yok ki zinadan olmasın... yay kötü oldu mu ok eğri gider!”
  • تو ز اولاد زنایی بی‌گمان ** تیر کژ پرد چو بد باشد کمان
  • Katırın,devenin cevaplarını tasdik edip onun üstünlüğünü ikrar etmesi,ondan yardım dileyip doğru bir yürekle ona sığınması,devenin katıra iltifatı,yol göstermesi ve babacasına,padişahcasına ona yardım etmesi
  • تصدیق کردن استر جوابهای شتر را و اقرار کردن بفضل او بر خود و ازو استعانت خواستن و بدو پناه گرفتن به صدق و نواختن شتر او را و ره نمودن و یاری دادن پدرانه و شاهانه
  • Katır doğru dedin ey deve dedi... bu sözü söyler söylemez de gözleri yaşlarla doldu.
  • گفت استر راست گفتی ای شتر ** این بگفت و چشم کرد از اشک پر
  • Bir müddet ağladı, devenin ayağına kapandı; dedi ki: Ey kulların Tanrısınca seçilmiş er,
  • ساعتی بگریست و در پایش فتاد ** گفت ای بگزیده‌ی رب العباد
  • Lûtfetsen de beni kulluğa kabul etsen ne ziyana girersin?
  • چه زیان دارد گر از فرخندگی ** در پذیری تو مرا دربندگی
  • Deve, mademki huzurumda ikrar ettin dedi... yürü, zamanenin âfetlerinden kurtuldun. 3410
  • گفت چون اقرار کردی پیش من ** رو که رستی تو ز آفات زمن
  • İnsafa geldin, belâdan halâs oldun; düşmandın muhabbet ehline katıldın!
  • دادی انصاف و رهیدی از بلا ** تو عدو بودی شدی ز اهل ولا
  • Kötü huy zaten senin aslında yoktu... aslı kötü olandan inattan, kötülükten başka bir şey gelmez.
  • خوی بد در ذات تو اصلی نبود ** کز بد اصلی نیاید جز جحود
  • Fakat aslında kötülük olmayan ve iğreti olarak kötü huylara sahip olan, kötülüğünü ikrar eder, tövbe etmeyi diler.
  • آن بد عاریتی باشد که او ** آرد اقرار و شود او توبه‌جو
  • Âdem peygamber gibi. Onun işlediği o pek ehemmiyetsiz suç da iğretiydi de derhal tövbe etti.
  • هم‌چو آدم زلتش عاریه بود ** لاجرم اندر زمان توبه نمود
  • Fakat İblisin suçu, asli olduğundan canım tövbeye yol yoktu ona. 3415
  • چونک اصلی بود جرم آن بلیس ** ره نبودش جانب توبه‌ی نفیس