- Yürü, şimdicik devleti elde ettin, kendini ebedi bir kutluluğa attın.
- رو که اکنون دست در دولت زدی ** در فکندی خود به بخت سرمدی
- “Kullarımın arasına katıl” devletine eriştin, “Cennetime gir” kumaşını dokudun!
- ادخلی تو فی عبادی یافتی ** ادخلی فی جنتی در بافتی
- Kulları arasına girmeye yol buldun, gizli bir yolda ebedi cennete sokuldun.
- در عبادش راه کردی خویش را ** رفتی اندر خلد از راه خفا
- “Bize doğru yolu göster” dedin; doğru yolda elini tuttu seni ta cennete kadar götürdü. 3420
- اهدنا گفتی صراط مستقیم ** دست تو بگرفت و بردت تا نعیم
- Ey aziz kişi, ateştin, nur oldun... koruktun yaş ve kuru üzüm oldun.
- نار بودی نور گشتی ای عزیز ** غوره بودی گشتی انگور و مویز
- Tanrı doğrusunu daha iyi bilir ya, yıldızdın güneş kesildin...neşelen artık!
- اختری بودی شدی تو آفتاب ** شاد باشد الله اعلم بالصواب
- Ey Hak ziyası Hüsamettin, balını tut, süt havuzuna at da,
- ای ضیاء الحق حسامالدین بگیر ** شهد خویش اندر فکن در حوض شیر
- O süt, bozulmadan kurtulsun... lezzet denizinde lezzeti büsbütün fazlalaşsın.
- تا رهد آن شیر از تغییر طعم ** یابد از بحر مزه تکثیر طعم
- Elest denizinde ulaşsın. Deniz oldu mu her türlü bozulmadan kurtuldu demektir. 3425
- متصل گردد بدان بحر الست ** چونک شد دریا ز هر تغییر رست
- Süt, bal denizine akacak bir yol bulursa da artık hiçbir âfete uğramaz, ekşiyip kesilmez.
- منفذی یابد در آن بحر عسل ** آفتی را نبود اندر وی عمل