- Allah’ı ululamayı bilmeyen bir inatçı, bir gün Murtaza’ya dedi ki:
- مرتضی را گفت روزی یک عنود ** کو ز تعظیم خدا آگه نبود
- “Peki yüksek bir yapının damındasın... Ey aklı başında olan, Allah’ın koruyacağını biliyorsun değil mi?”
- بر سر بامی و قصری بس بلند ** حفظ حق را واقفی ای هوشمند
- Murtaza, evet dedi... O koruyucudur, ganidir... Bizim varlığımızı, bizi ta çocukluğumuzdan adamlığımıza kadar hep o korur, o görüp gözetir! 355
- گفت آری او حفیظست و غنی ** هستی ما را ز طفلی و منی
- Yahudi, peki dedi... Mademki öyledir, kendini bu damdan aşağıya at... Allah’ın koruyuculuğuna tamamı ile güven!
- گفت خود را اندر افکن هین ز بام ** اعتمادی کن بحفظ حق تمام
- Kendini aşağıya at da ben de adamakıllı inandığını anlayayım, güzelim inanışını, deliliyle göreyim!
- تا یقین گرددمرا ایقان تو ** و اعتقاد خوب با برهان تو
- Müminler emiri ona dedi ki: sus, defol git de bu cüret yüzünden canın belaya sataşmasın!
- پس امیرش گفت خامش کن برو ** تا نگردد جانت زین جرات گرو
- Kulun, iptilalara düşerek Allah’ı sınaması hiç yaraşır mı?
- کی رسد مر بنده را که با خدا ** آزمایش پیش آرد ز ابتلا
- A nadan, a budala, kulun ne haddi vardır ki edepsizliğe kalkışıp Allah’ı sınamaya girişsin? 360
- بنده را کی زهره باشد کز فضول ** امتحان حق کند ای گیج گول
- Sınama Allah’a yaraşır... O, kullarını her an sınar durur.
- آن خدا را میرسد کو امتحان ** پیش آرد هر دمی با بندگان
- Bu sınamayla da içimizde gizlediğimiz inanışlarımızı bize apaçık gösterir.
- تا به ما ما را نماید آشکار ** که چه داریم از عقیده در سرار