English    Türkçe    فارسی   

4
3541-3550

  • O armut ağacı, varlık ağacıdır... sen orada oldukça sana yeni şey eski görünür.
  • O ağacın üstünde oldukça âlem pis bir dikenlik, kızgın akreplerle, yılanlarla dopdolu bir yer görünür.
  • Fakat ağaçtan inersen derhal âlemi gül yüzlü dilberlerle, dadılarla, tayalarla dolu görürsün!
  • Kötü karının, kocasına o görünen kötü hayaller, armut ağacının üstünden adamın gözüne öyle görünür.. aşağıya in de hayaller gitsin demesi. Birisi, o adamın gördüğü hayal değildi ki derse şu cevabı veririz: Bu misaldir, mesel değil. Misalin bu kadar oluşu da kâfi. Eğer armut ağacına çıkmasaydı ister hayal olsun, ister hakikat gördüklerini görmeyecekti ya!
  • Bir kadın oynaşı ile aptal kocasının gözü önünde sevişip buluşmak istiyordu.
  • Kocasına a iyi talihli kişi, ağaca çıkıp meyve toplamak istiyorum dedi. 3545
  • Ağaca çıkınca kocasına baktı ağlamaya başladı.
  • Dedi ki: A merdut ahlâksız... üstündeki lûti kim?
  • Karı gibi onun altına yatmışsın... meğerse sen ne ibneymişsin!
  • Kocası senin başın döndü galiba... çünkü burada benden başka kimse yok dedi.
  • Kadın o üstüne binen kalpaklı herif kim, söyle hele diye birkaç kere daha sordu, söylendi. 3550