- Şaka ve lâtife bir şey belletmeye yarar... onu ciddi gibi dinle; görünüşte lâtife oluşuna kapılma!
- هزل تعلیمست آن را جد شنو ** تو مشو بر ظاهر هزلش گرو
- Her ciddi şey, maskaralara göre maskaralık, şakadır... fakat akıllara göre de lâtifeler, ciddidir.
- هر جدی هزلست پیش هازلان ** هزلها جدست پیش عاقلان
- Aklı kıt olanlar armut ağacı ararlar... fakat bu armut ağacından o armut ağacına uzun bir yol var! 3560
- کاهلان امرودبن جویند لیک ** تا بدان امرودبن راهیست نیک
- Armut ağacından inde yürümeye koyul... senin gözün de kamaşmış yüzün de!
- نقل کن ز امرودبن که اکنون برو ** گشتهای تو خیرهچشم و خیرهرو
- Bu ağaç, benliktir... evvelki varlıktır. İnsan, bu varlıkla kaldıkça gözü şaşı olur, olmayacak şeyler görür.
- این منی و هستی اول بود ** که برو دیده کژ و احول بود
- Fakat armut ağacından indin mi düşüncede de bir eğrilik, sapıklık kalmaz, gözde de sözde de!
- چون فرود آیی ازین امرودبن ** کژ نماند فکرت و چشم و سخن
- O vakit bu ağacı,dalları yedinci kat göğe kadar yücelmiş büyük bir devlet ağacı olmuş görürsün.
- یک درخت بخت بینی گشته این ** شاخ او بر آسمان هفتمین
- Aşağı indin de ondan ayrıldın mı Allah, rahmetiyle o ağacı değiştirir. 3565
- چون فرود آیی ازو گردی جدا ** مبدلش گرداند از رحمت خدا
- Bu aşağıya inme, bu tevazu yüzünden Allah gözüne doğru bir görüş kabiliyeti verir.
- زین تواضع که فرود آیی خدا ** راست بینی بخشد آن چشم ترا
- Doğru görüş kolay ve bedava olsaydı Mustafa Allahdan bu görüşü diler miydi?
- راست بینی گر بدی آسان و زب ** مصطفی کی خواستی آن را ز رب