English    Türkçe    فارسی   

4
3612-3621

  • Bilmiş ol ki, her şehvet, şarap ve afyon gibi şuur perdesidir. Akıllı bir kimse, onun tesiriyle şaşkınlaşır. (T.M.)
  • Sanma ki, insan ancak şaraptan sarhoş olur, aklı gider; bütün şehvetler, gözü ve kulağı bağlar! (T.M.)
  • Şeytan, şarap içmekten uzaktı; onu, kibir ve inkârı sarhoş etmişti. (T.M.)
  • Sarhoş, olmayanı var olarak gören, bakırı ve demiri de altın olarak gören kimsedir. (T.M.) 3615
  • Ey Musa! Bu sözün sonu yoktur. Dudağını hemen oynat ki, yeniden yeşillikler bitsin. (T.M.)
  • Musa emre uyunca, derhal yeryüzü yeşerdi, sümbüller ve iri taneli başaklarla doldu. (T.M.)
  • Kıtlık görmüş ve sığır açlığına uğrayıp, ölüm haline gelmiş olan Kıptiler, hemen o nimete saldırdılar. (T.M.)
  • İnsanlar ve hayvanlar, birkaç gün Hakk’ın bu ihsanı ile karınlarını iyice doyurdular.(T.M.)
  • Karınları doyup bol bol nimet bulunca, isyankâr oldular; zaruret gidince azgınlaştılar. (T.M.) 3620