- Bu sınamayla da içimizde gizlediğimiz inanışlarımızı bize apaçık gösterir.
- تا به ما ما را نماید آشکار ** که چه داریم از عقیده در سرار
- Âdem, bu suçla, bu hata ile Hakk’ı sınadım dedi mi hiç?
- هیچ آدم گفت حق را که ترا ** امتحان کردم درین جرم و خطا
- “Padişahım, senin hilmin nereye kadardır? Onu görmek istedim” gibi bir söz söyledi mi hiç? Ah, bu mecal kimde var, kimde?
- تا ببینم غایت حلمت شها ** اه کرا باشد مجال این کرا
- Senin aklın şaşmış, pek sersemlemişsin... özrün günahından beter! 365
- عقل تو از بس که آمد خیرهسر ** هست عذرت از گناه تو بتر
- Gök kubbeyi yücelteni sınamak ha! Sen, bunu ne bilirsin ki?
- آنک او افراشت سقف آسمان ** تو چه دانی کردن او را امتحان
- A hayrı, şerri bilmeyen, sen kendini sına, başkasını değil!
- ای ندانسته تو شر و خیر را ** امتحان خود را کن آنگه غیر را
- Kendini sınadın mı başkalarını sınamadanvazgeçersin.
- امتحان خود چو کردی ای فلان ** فارغ آیی ز امتحان دیگران
- Şeker parçası olduğunu bildin mi, şeker yapılan ve satılan yere layık olduğunu da bilirsin.
- چون بدانستی که شکردانهای ** پس بدانی کاهل شکرخانهای
- Sınamaksızın şunu bil ki Allah, yersiz, zamansız şeker göndermez sana. 370
- پس بدان بیامتحانی که اله ** شکری نفرستدت ناجایگاه
- Sınamaksızın şunu bil ki eğer başsan Allah, seni ayakkabı konan yere göndermez!
- این بدان بیامتحان از علم شاه ** چون سری نفرستدت در پایگاه