English    Türkçe    فارسی   

4
3642-3651

  • Her yeni dervişin, yüce bahtlı şeyhine fart-ı muhabbeti de, bu meyil kabilindendir. (T.M.)
  • Bu dervişin akl-ı cüzisi, akl-ı küll mesabesinde bulunan o şeyh-i kâmil ve mükemmildendir. Bu gölgenin oynaması da, o gül dalının hareketindendir. (T.M.)
  • Nihayet gölgesi onda yok olur da, derviş, şeyhine olan muhabbetin sırrını anlar. (T.M.)
  • Ey iyi talihli kimse! Ağaç sallanmasa, dalının gölgesi nasıl kımıldar? (T.M.) 3645
  • Cenab-ı Hakk emredince, hayvanî âlemden insanlığa geçildi. (T.M.)
  • Böylece insan, iklimden iklime, yani mertebeden mertebeye geçerek akil, âlim ve kâmil olur. (T.M.)
  • Evvelki akılları, yani bulunduğu mertebelerdeki şuuru hatırında değildir. Nitekim en son aklı da değişecektir. (T.M.)
  • Vakıa, uyumuş, yani bu dünyaya gelmiş evvelki hallerini unutmuştur. Fakat onu, o unutma halinde bırakmazlar. (T.M.) 3650
  • Tekrar o uykudan, onu uyandırırlar. Uyanınca, kendi haline gülmeye başlayıp… (T.M.)