- Gök kubbeyi yücelteni sınamak ha! Sen, bunu ne bilirsin ki?
- آنک او افراشت سقف آسمان ** تو چه دانی کردن او را امتحان
- A hayrı, şerri bilmeyen, sen kendini sına, başkasını değil!
- ای ندانسته تو شر و خیر را ** امتحان خود را کن آنگه غیر را
- Kendini sınadın mı başkalarını sınamadanvazgeçersin.
- امتحان خود چو کردی ای فلان ** فارغ آیی ز امتحان دیگران
- Şeker parçası olduğunu bildin mi, şeker yapılan ve satılan yere layık olduğunu da bilirsin.
- چون بدانستی که شکردانهای ** پس بدانی کاهل شکرخانهای
- Sınamaksızın şunu bil ki Allah, yersiz, zamansız şeker göndermez sana. 370
- پس بدان بیامتحانی که اله ** شکری نفرستدت ناجایگاه
- Sınamaksızın şunu bil ki eğer başsan Allah, seni ayakkabı konan yere göndermez!
- این بدان بیامتحان از علم شاه ** چون سری نفرستدت در پایگاه
- Akıllı kişi, hiç değerli bir inciyi abdes hane de sidik gölcüğüne atar mı?
- هیچ عاقل افکند در ثمین ** در میان مستراحی پر چمین
- Anlayışlı hâkim bile buğdayı saman ambarına göndermez.
- زانک گندم را حکیم آگهی ** هیچ نفرستد به انبار کهی
- Mürit, önden giden, kılavuz olan şeyhi sınamaya kalkışırsa eşektir.
- شیخ را که پیشوا و رهبرست ** گر مریدی امتحان کرد او خرست
- Din yolunda onu sınamaya kalkıştın mı a hakikatten haberi olmayan, sen sınanmış olursun... 375
- امتحانش گر کنی در راه دین ** هم تو گردی ممتحن ای بییقین