- O zırh, o tulga savaşta giyilir... bu ipekli kumaşlarla çalgı padişahın sayvanında giyilip çalınır.
- آن زره وآن خود مر چالیشراست ** وین حریر و رود مر تعریشراست
- Ey cömert er, bu sözün sonu yoktur... Allah, doğruyu daha iyi bilir ya, bitir artık bu sözü! 3785
- این سخن پایان ندارد ای جواد ** ختم کن والله اعلم بالرشاد
- Hazreti Ahmet'teki o batmış olan duygu, şimdi Medine topraklarında uyumakta...
- اندر احمد آن حسی کو غاربست ** خفته این دم زیر خاک یثربست
- Saflar yaran o ulu huysa hiç değişmemiş... doğruluk makamında!
- وآن عظیم الخلق او کان صفدرست ** بیتغیر مقعد صدق اندرست
- Değişenler bedene ait sıfatlar... baki olan ruhsa apaydın bir güneş.
- جای تغییرات اوصاف تنست ** روح باقی آفتابی روشنست
- O hiç değişmez, hiç başka bir hale gelmez... çünkü ne doğudandır ne batıdan!
- بی ز تغییری که لا شرقیة ** بی ز تبدیلی که لا غربیة
- Hiç güneş zerreden kendini kaybeder mi? Hiç ışık pervaneye bakıp da kendinden geçer mi? 3790
- آفتاب از ذره کی مدهوش شد ** شمع از پروانه کی بیهوش شد
- Hazreti Ahmet'in bedeninin o yüce ruhla alâkası vardı... bu değişme, bil ki bedene ait bir haldir.
- جسم احمد را تعلق بد بدآن ** این تغیر آن تن باشد بدان
- Hastalık gibi, uyku ve ağrı gibi... can bu sıfatlardan arıdır.
- همچو رنجوری و همچون خواب و درد ** جان ازین اوصاف باشد پاک و فرد
- Anlatamam... yoksa canın vasfına bir girişsem bu dünyaya da deprenti düşer, oluş âlemine de!
- خود نتانم ور بگويم وصف جان ** زلزله افتد در اين كون و مكان