- Onun tilkisi bir an perişan olduysa can aslanı o anda uykuda olmalı herhalde.
- روبهش گر یک دمی آشفته بود ** شیر جان مانا که آن دم خفته بود
- Uykudan münezzeh olan o aslan uykudaydı. İşte sana hem yumuşak ve hilm, hem de korkunç ve heybetli bir aslan! 3795
- خفته بود آن شیر کز خوابست پاک ** اینت شیر نرمسار سهمناک
- Aslan kendini öylece uyur gösterir... bütün bu köpekler de sahiden uyuyor, hatta ölmüş sanırlar!
- خفته سازد شیر خود را آنچنان ** که تمامش مرده دانند این سگان
- Yoksa âlemde kimin ne kudreti olurdu ki bir zayıftan en ehemmiyetsiz şeyi bile çalıp çırpsın!
- ورنه در عالم کرا زهره بدی ** که ربودی از ضعیفی تربدی
- Cebrail'e baktı da Hazreti Ahmet'in ancak köpüğü yaralandı... denizi köpük sevgisiyle coştu, köpürdü.
- کف احمد زان نظر مخدوش گشت ** بحر او از مهر کف پرجوش گشت
- Ay, baştan başa eldir, avuçtur, vericidir, nurlar saçar. Ayın eli, avucu yoksa ne zararı var ki? Varsın olmasın!
- مه همه کفست معطی نورپاش ** ماه را گر کف نباشد گو مباش
- Hazreti Ahmet eğer o ulu ve yüce kanadını açarsa Cebrail, ebedi olarak kendisinden geçip gider. 3800
- احمد ار بگشاید آن پر جلیل ** تا ابد بیهوش ماند جبرئیل
- Ahmet, sidreden ve Cebrail'in gözetme yerinden, makamından sınırından geçince,
- چون گذشت احمد ز سدره و مرصدش ** وز مقام جبرئیل و از حدش
- Cebrail'e "Hadi ardımca uç" dedi. Cebrail dedi ki: "Yürü, yürü ben senin eşin, eşitin değilim!"
- گفت او را هین بپر اندر پیم ** گفت رو رو من حریف تو نیم
- Hazreti Ahmet tekrar "Ey perdeleri yakan, gel... ben daha kendi yüce makamıma gitmedim ki" dedi.
- باز گفت او را بیا ای پردهسوز ** من باوج خود نرفتستم هنوز