- Diledikleri, istedikleri şeyi ver, onları razı et, ey onların yurtlarına konmuş, orayı yurt edinmiş olan dost!
- اعط ما شائوا وراموا وارضهم ** یا ظعینا ساکنا فیارضهم
- Padişaha ulaşıncaya dek, onun güzelim naz ve edalarını görünceye kadar ey Rey'li, Maragal'lıyla hoş geçin!
- تا رسیدن در شه و در ناز خوش ** رازیا با مرغزی میساز خویش
- Ey Musa zamane Firavun'unun tapısında yumuşak söz söylemek gerek! 3815
- موسیا در پیش فرعون زمن ** نرم باید گفت قولا لینا
- Kaynayan yağın üstüne su dökersen ocağı da yakarsın tencereyi de!
- آب اگر در روغن جوشان کنی ** دیگدان و دیگ را ویران کنی
- Yumuşak söyle ama sakın doğrudan gayrı bir şey söyleme... yumuşak sözlerle vesveseler satmaya kalkışma!
- نرم گو لیکن مگو غیر صواب ** وسوسه مفروش در لین الخطاب
- İkindi oldu, sözü kısa kes ey ikindisi, asrı uyandıran er!
- وقت عصر آمد سخن کوتاه کن ** ای که عصرت عصر را آگاه کن
- Toprak yemeyi âdet edinmiş adama bozuk düzen bir yumuşaklık göstererek toprak verme... şeker daha iyidir de!
- گو تو مر گلخواره را که قند به ** نرمی فاسد مکن طینش مده
- Harfle sesle alıverişin yok ama yine de can sözlerine can bahçesisin sen! 3820
- نطق جان را روضهی جانیستی ** گر ز حرف و صوت مستغنیستی
- Şeker kamışlığına asılakonan şu eşek başı, nice kişileri hor hakîr bir hale koydu!
- این سر خر در میان قندزار ** ای بسا کس را که بنهادست خار
- Onu uzaktan gören, orada ancak o var sandı... hani mağlup olan koç kıçın kıçın geri gider ya; o da öyle geri gitti.
- ظن ببرد از دور کان آنست و بس ** چون قج مغلوب وا میرفت پس