English    Türkçe    فارسی   

4
3824-3833

  • Ey Hak Ziyası Hüsameddin, bu eşek başını kavun karpuz bostanına getir.
  • Getir de eşek başı, salhanede nasıl öldüyse bu çiğ erin piştiği yer de ona başka bir hayat versin! 3825
  • İşte bizden suret düzmek, senden can vermek... hayır, yanlış söyledim... bu da senden, o da!
  • Ey apaçık âlemi aydınlatan güneş, gökyüzünde övülmüşsün sen... yer de seni tanısın, yeryüzünde de ebediyen övül!
  • Övül de yere mensup olanlarda, yüce gök ehliyle gönülleri bir, kıbleleri bir, huyları bir olsunlar!
  • Ayrılık kalksın, şirk ve ikilik kalmasın! Zaten manevi varlık da ancak birlik vardır.
  • Benim canım senin canını tanıdı mı görüp geçirdikleri şeylerin aynı şeyler olduğunu hatırlarlar. 3830
  • Yeryüzünde Musa ve Harun kesilirler... sütle bal gibi güzelce birbirlerine karışır, kaynaşırlar.
  • Fakat azıcık tanır, bilir de inkâr ederse bu inkâr edişi de birliği örten bir perdeden ibarettir.
  • Nice tanıyıp bilenler de sonra yüz çevirdiler... İşte o ay yüzlü, bu çeşit adamın şükretmeyişine kızdı ya!