- Hayvani canlarda birlik yoktur... Sen bu birliği rüzgârın ruhunda arama!
- جان حیوانی ندارد اتحاد ** تو مجو این اتحاد از روح باد
- Bu hayvani can, ekmek yese insani ruhun karnı doymaz; bu yük çekse o, sıkıntı çekmez!
- گر خورد این نان نگردد سیر آن ** ور کشد بار این نگردد او گران
- Hatta onun ölümüyle bu hayvani ruh, neşelenir, sevinir... İnsani ruhun bir şey elde ettiğini görünce de hasedinden ölür!
- بلک این شادی کند از مرگ او ** از حسد میرد چو بیند برگ او
- Kurtların, köpeklerin canı, hep ayrı ayrıdır. Bir olan Allah aslanlarının canlarıdır.
- جان گرگان و سگان هر یک جداست ** متحد جانهای شیران خداست
- Canları diye cemi sırasıyla söyledim... Çünkü o bir tek can, cisme nispetle yüz olur! 415
- جمع گفتم جانهاشان من به اسم ** کان یکی جان صد بود نسبت به جسم
- Gökteki bir tek güneşin bir tek nuru da ev içlerine vurunca yüzlerce nur olur ya!
- همچو آن یک نور خورشید سما ** صد بود نسبت بصحن خانهها
- Fakat ortadan duvarları kaldırdın mı hepsinin de nuru bir olur.
- لیک یک باشد همه انوارشان ** چونک برگیری تو دیوار از میان
- Evlerin temelleri kalmadı mı müminler bir tek insana döner, bu sır meydana çıkar.
- چون نماند خانهها را قاعده ** مومنان مانند نفس واحده
- Bu sözden farklar belirir, müşküller doğar... Çünkü hakikatte buna benzemez bu iş ki; bu bir misaldir.
- فرق و اشکالات آید زین مقال ** زانک نبود مثل این باشد مثال
- Aslanla yiğit bir Âdemoğlu arasında sonsuz farklar vardır. 420
- فرقها بیحد بود از شخص شیر ** تا به شخص آدمیزاد دلیر