Yüz kat kuvvetli bile olsa bu dil, kim oluyor ki eliyle görüş perdesini oynatmaya kalkışıyor?
ور شود صد تو که باشد این زبان ** که بجنباند به کف پردهی عیان
Perdeye elini sürerse vay ona... Allah kılıcı elini kesiverir!
وای بر وی گر بساید پرده را ** تیغ اللهی کند دستش جدا
Hatta el de nedir ki? Bilgisizliğinden serkeşlik eden başı bile keser, koparır!
دست چه بود خود سرش را بر کند ** آن سری کز جهل سرها میکند
Bunu söz olsun diye söyledim... Yoksa onun eli nerede, o nerede?510
این به تقدیر سخن گفتم ترا ** ورنه خود دستش کجا و آن کجا
Hani derler ya... Teyzenin tenasül aleti olsaydı dayı olurdu, işte bu sözde onun gibi!
خاله را خایه بدی خالو شدی ** این به تقدیر آمدست ار او بدی
Dilden, sınıklıktan arınan göze... Söylenen nakledile gelen sözden görülen, bilinen hakikate yüz binlerce yıllık yol var desem yine de az söylemiş olurum!
از زبان تا چشم کو پاک از شکست ** صد هزاران ساله گویم اندکست
Fakat kendine gel, sakın gökyüzünün nurundan ümit kesme... Allah dilerse o nur, bir anda sana erişiverir!
هین مشو نومید نور از آسمان ** حق چو خواهد میرسد در یک زمان
Mesela yıldızların madenlere yüzlerce tesiri vardır... Allah kudreti onu, madenlere her an ulaştırmadadır.
صد اثر در کانها از اختران ** میرساند قدرتش در هر زمان
Gökyüzünde bir yıldız olan güneş, karanlıkları giderir... Allah güneşiyse Allah sıfatlarında daimidir.515
اختر گردون ظلم را ناسخست ** اختر حق در صفاتش راسخست
Ey yardım isteyen, güneşin tesiri, beş yüzyıllık yola olan gökten yeryüzüne geliverdi ya!
چرخ پانصد ساله راه ای مستعین ** در اثر نزدیک آمد با زمین