English    Türkçe    فارسی   

4
540-549

  • Şeyh beraber olunca kötülüklerden uzaksın... Gece gündüz gitmektesin; gemidesin. 540
  • Canlar bağışlayan cana sığınmışsın... Gemiye girmiş, uyuyorsun; öyle olduğu halde yol almaktasın!
  • Zamanın peygamberinden ayrılma... Kendi hünerine, kendi dileğine pek güvenme!
  • Aslan bile olsan değil mi ki kılavuzsuz yol almaktasın; kendini görüyorsun, sapıksın, hor hakirsin.
  • Ancak şeyhin kanatlarıyla uçta şeyhin askerlerinin yardımını gör!
  • Bir zaman olur, onun lütuf dalgaları, sana kanat kesilir; bir an gelir, kahır ateşi seni taşır, götürür! 545
  • Kahrını, lütfunun zıddı sayma pek... Tesir bakımından ikisinin de birliğini gör!
  • Bir zaman seni toprak gibi yeşertir... Bir zaman seni sevgilinin havasıyla doldurur, şişirir!
  • Ârifin bedenine cemad vasfını verir de orada neşeli güller, nesrinler bitirir!
  • Fakat bunları o görür, başkası değil... Temiz içten başka hiçbir şey cennetin kokusunu alamaz!