- Nihayet yine Allah tapısına yüz vurup ya Rabbi. O karaltıyı gider, yine ona nurunu ver demez misin? 580
- نه به درگاه خدا آری صداع ** که سیاهی را ببر وا ده شعاع
- Gece yarısı seni öldürmeye kalkışsalar ağlayıp yalvaracağım yahut aman dileyeceğim güneş nerede?
- گر کشندت نیمشب خورشید کو ** تا بنالی یا امان خواهی ازو
- Hadiselerin çoğu da hep geceleyin olur... Hâlbuki geceleyin taptığın Allah ortada yoktur.
- حادثات اغلب به شب واقع شود ** وان زمان معبود تو غایب بود
- Allah’a gönül doğruluğu ile eğilirsen yıldızlardan kurtulur, Allah’a mahrem olursun!
- سوی حق گر راستانه خم شوی ** وا رهی از اختران محرم شوی
- Mahrem oldun mu sana ağız açar, sırları söylerim... Bu suretle gece yarısı bir güneş görürsün sen!
- چون شوی محرم گشایم با تو لب ** تا ببینی آفتابی نیمشب
- Onun, temiz ruhtan başka doğuşu... Yok doğmasında da geceyle gündüz farkı olamaz. 585
- جز روان پاک او را شرق نه ** در طلوعش روز و شب را فرق نه
- Gündüz, onun doğduğu zamana derler... Geceleyin doğdu, parladı mı ortada gece kalmaz.
- روز آن باشد که او شارق شود ** شب نماند شب چو او بارق شود
- Bu görünen güneş, o güneşin önünde adeta güneşe karşı zerre nasıl görünürse öyle görünür!
- چون نماید ذره پیش آفتاب ** همچنانست آفتاب اندر لباب
- Âlemi aydınlatan, parlatan bu güneşin gözü, o güneşi görünce kamaşır şaşırır kalır!
- آفتابی را که رخشان میشود ** دیده پیشش کند و حیران میشود
- Arşın nuruna... Arşın o sonsuz ve hadsiz ışığına karşı bu güneşi bir zerre gibi görürsün!
- همچو ذره بینیش در نور عرش ** پیش نور بی حد موفور عرش