Hatta bu ahiret mülkü, öyle bir derin tuzaktır ki ulu ulu kuşları avlar!
تا بدین ملکی که او دامست ژرف ** در شکار آرند مرغان شگرف
Ben Süleyman’ım, sizin mülkünüzü istemem... Mülk istemek şöyle dursun, ben sizi, helâk edecek şeylerden kurtarırım!
من سلیمان مینخواهم ملکتان ** بلک من برهانم از هر هلکتان
Şimdi siz, malın, mülkün esirisiniz... Mala mülke sahip olan kişi, helâk olmaktan kurtulan, mala, mülke esir olmayan kişidir.650
کین زمان هستید خود مملوک ملک ** مالک ملک آنک بجهید او ز هلک
Hâlbuki ey âleme esir olan, aksine adını bu cihanın emiri taktın!
بازگونه ای اسیر این جهان ** نام خود کردی امیر این جهان
Hakikatte sen, bu âlemin esirisin, canın, bu cihan hapsine düşmüştür... Öyle olduğu halde niceye, bir kendine cihan sahibi deyip duracaksın?
ای تو بندهی این جهان محبوس جان ** چند گویی خویش را خواجهی جهان
Süleyman aleyhisselâm’ın elçilerin gönlünü alması, onlara iltifatta bulunması, gönüllerindeki ürkekliği gidermesi ve hediyeleri kabul etmediğinden özür dileyip, kabul etmemesinin sebeplerini anlatması
دلداری کردن و نواختن سلیمان علیهالسلام مر آن رسولان را و دفع وحشت و آزار از دل ایشان و عذر قبول ناکردن هدیه شرح کردن با ایشان
Ey, elçiler, tez sizi elçi olarak gönderiyorum... bu hediyeleri reddetmem, sizin için kabul etmemden yeğdir.
ای رسولان میفرستمتان رسول ** رد من بهتر شما را از قبول
Belkıs’ın yanına gidince gördüğünüz şaşılacak şeyleri, altın ovasını hep söyleyin.
پیش بلقیس آنچ دیدیت از عجب ** باز گویید از بیابان ذهب
Söyleyin de benim altına tamah etmediğimi, altını yaratandan altın elde ettiğimi anlasın.655
تا بداند که به زر طامع نهایم ** ما زر از زرآفرین آوردهایم
O Allah, öyle bir Allah’tır ki dilerse bütün yeryüzünü baştanbaşa altın ve değeri biçilmez inci haline getirir.
آنک گر خواهد همه خاک زمین ** سر به سر زر گردد و در ثمین
Ey altını seçen, onu seven, onun için Allah mahşer gününde bu yeryüzünü gümüşten halk edecektir.
حق برای آن کند ای زرگزین ** روز محشر این زمین را نقره گین