Senin taht dediğin şey, tahtadan yapılma tuzaktır... Konduğun yeri başköşe sanmışsın ama kapıda kala kalmışsın!
تختهبندست آن که تختش خواندهای ** صدر پنداری و بر در ماندهای
Sen daha kendi sakalına hüküm yürütemiyor, ona bile padişahlık edemiyorsun; artık nasıl olurda iyiye, kötüye padişahlık yapmaya, hüküm yürütmeye kalkışırsın?
پادشاهی نیستت بر ریش خود ** پادشاهی چون کنی بر نیک و بد
İstemediğin halde sakalın ağarıyor... gayri ey eğri ümitli, sakalından utan!
بیمراد تو شود ریشت سپید ** شرم دار از ریش خود ای کژ امید
Asıl o Allah mülk ve saltanat sahibindir, kendisine baş eğene bu topraktan yaratılan dünya şöyle dursun, yüzlerce mülk, yüzlerce saltanat ihsan eder.
مالک الملک است هر کش سر نهد ** بیجهان خاک صد ملکش دهد
Fakat Allah tapısında bir secde, sana iki yüz devlet ve saltanattan daha hoş gelir.665
لیک ذوق سجدهای پیش خدا ** خوشتر آید از دو صد دولت ترا
Ben ne mal isterim, ne mülk... Ne devlet isterim, ne saltanat... Bana o secde devletini ihsan et, yeter diye ağlayıp sızlanmaya başlarsın!
پس بنالی که نخواهم ملکها ** ملک آن سجده مسلم کن مرا
Cihan padişahları, kötülüklerinden dolayı kulluk şarabından bir koku bile almamışlar.
پادشاهان جهان از بدرگی ** بو نبردند از شراب بندگی
Yoksa onlar da Edhem gibi, hemencecik coşarlar, sarhoş olurlar, dünya saltanatını vurup kırarlardı!
ورنه ادهموار سرگردان و دنگ ** ملک را برهم زدندی بیدرنگ
Fakat Allah, bu âlem dursun, mamur olsun diye gözlerini ağızlarını kapamıştır.
لیک حق بهر ثبات این جهان ** مهرشان بنهاد بر چشم و دهان
Bu suretle de onlara taht ve taç tatlı gelir, âlemdeki halktan haraç alalım derler...670
تا شود شیرین بریشان تخت و تاج ** که ستانیم از جهانداران خراج