- Cihan padişahları, kötülüklerinden dolayı kulluk şarabından bir koku bile almamışlar.
- پادشاهان جهان از بدرگی ** بو نبردند از شراب بندگی
- Yoksa onlar da Edhem gibi, hemencecik coşarlar, sarhoş olurlar, dünya saltanatını vurup kırarlardı!
- ورنه ادهموار سرگردان و دنگ ** ملک را برهم زدندی بیدرنگ
- Fakat Allah, bu âlem dursun, mamur olsun diye gözlerini ağızlarını kapamıştır.
- لیک حق بهر ثبات این جهان ** مهرشان بنهاد بر چشم و دهان
- Bu suretle de onlara taht ve taç tatlı gelir, âlemdeki halktan haraç alalım derler... 670
- تا شود شیرین بریشان تخت و تاج ** که ستانیم از جهانداران خراج
- Fakat haraç ala ala kum gibi altın yığsın yine ölür, geberirsin, onlar senden arta kalır!
- از خراج ار جمع آری زر چو ریگ ** آخر آن از تو بماند مردریگ
- Mal, mülk, devlet ve altın, canına yoldaş olmaz... Sen altın ver de görüşünün kuvvetlenmesi için sürme al!
- همره جانت نگردد ملک و زر ** زر بده سرمه ستان بهر نظر
- Bu sürmeyi çek de şu âlemin daracık bir kuyu olduğunu gör; Yusufcasına ipe el at!
- تا ببینی کین جهان چاهیست تنگ ** یوسفانه آن رسن آری به چنگ
- Kuyudan çıkıp dama yücelince görenler, müjde, işte bize bir köle desinler!
- تا بگوید چون ز چاه آیی به بام ** جان که یا بشرای هذا لی غلام
- Kuyuda göz, akisler yapar, insana hayaller görünür... Onların en bayağısı şudur: Taş altın şeklinde görünür! 675
- هست در چاه انعکاسات نظر ** کمترین آنک نماید سنگ زر
- Oyun zamanı çocuklarda kızışırlar... O taş topaç kırıklarını altın ve mal görürler ya.
- وقت بازی کودکان را ز اختلال ** مینماید آن خزفها زر و مال