Bu suretle de onlara taht ve taç tatlı gelir, âlemdeki halktan haraç alalım derler...670
تا شود شیرین بریشان تخت و تاج ** که ستانیم از جهانداران خراج
Fakat haraç ala ala kum gibi altın yığsın yine ölür, geberirsin, onlar senden arta kalır!
از خراج ار جمع آری زر چو ریگ ** آخر آن از تو بماند مردریگ
Mal, mülk, devlet ve altın, canına yoldaş olmaz... Sen altın ver de görüşünün kuvvetlenmesi için sürme al!
همره جانت نگردد ملک و زر ** زر بده سرمه ستان بهر نظر
Bu sürmeyi çek de şu âlemin daracık bir kuyu olduğunu gör; Yusufcasına ipe el at!
تا ببینی کین جهان چاهیست تنگ ** یوسفانه آن رسن آری به چنگ
Kuyudan çıkıp dama yücelince görenler, müjde, işte bize bir köle desinler!
تا بگوید چون ز چاه آیی به بام ** جان که یا بشرای هذا لی غلام
Kuyuda göz, akisler yapar, insana hayaller görünür... Onların en bayağısı şudur: Taş altın şeklinde görünür!675
هست در چاه انعکاسات نظر ** کمترین آنک نماید سنگ زر
Oyun zamanı çocuklarda kızışırlar... O taş topaç kırıklarını altın ve mal görürler ya.
وقت بازی کودکان را ز اختلال ** مینماید آن خزفها زر و مال
Fakat Allah arifleri kimyager olmuşlardır da onlara madenler bile değersiz görünür artık!
عارفانش کیمیاگر گشتهاند ** تا که شد کانها بر ایشان نژند
Dervişin, şeyhleri rüyada görüp kazanmaya uğraşmadan ve ibadetten kalmadan helâl bir rızık dilemesi, onlarında onu irşâd etmeleri, dağdaki acı ve ekşi meyvelerin, şeyhlerin himmetiyle dervişe tatlı gelmesi
دیدن درویش جماعت مشایخ را در خواب و درخواست کردن روزی حلال بیمشغول شدن به کسب و از عبادت ماندن و ارشاد ایشان او را و میوههای تلخ و ترش کوهی بر وی شیرین شدن به داد آن مشایخ
Dervişin biri hikâye etti: Ben rüyada Hızır’a mensup olan erenleri gördüm.
آن یکی درویش گفت اندر سمر ** خضریان را من بدیدم خواب در
Onlara: “Helâl olan ve hiç vebali bulunmayan rızkı nereden elde edeyim?” dedim.
گفتم ایشان را که روزی حلال ** از کجا نوشم که نبود آن وبال