- Bir akıllı adam, bunu görüp dedi ki: Yiğidim bu cevizler, seni susatır!
- عاقلی گفتش که بگذار ای فتی ** جوزها خود تشنگی آرد ترا
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Suya bir hayli ceviz düşüyor ama su derinde... Senden uzakta!
- بیشتر در آب میافتد ثمر ** آب در پستیست از تو دور در
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Sen, yukarıdan aşağıya zahmetlerle ininceye kadar su da onları daha uzağa götürecek!
- تا تو از بالا فرو آیی به زور ** آب جویش برده باشد تا به دور
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
	         
		 
		 
		    
		    - Adam dedi ki: Benim bu ağaç silkelemeden maksadım ceviz toplamak değil... Görünüşe bakma da maksadıma iyi dikkat et!   750
- گفت قصدم زین فشاندن جوز نیست ** تیزتر بنگر برین ظاهر مهایست
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Benim maksadım suyun sesini işitmek ve suda hâsıl olan şu habbeleri görmektir.
- قصد من آنست که آید بانگ آب ** هم ببینم بر سر آب این حباب
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Âlemde susuzun, daima havuzun çevresinde dönüp dolaşmaktan başka ne işi var?
- تشنه را خود شغل چه بود در جهان ** گرد پای حوض گشتن جاودان
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Hacının Kâbe’nin çevresini tavaf etmesi gibi o da ırmağın, suyun çevresinde dolanır, suyun sesini dinler durur!
- گرد جو و گرد آب و بانگ آب ** همچو حاجی طایف کعبهی صواب
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - İşte ey halk ziyası Hüsameddin, o susuzun maksadı gibi benim de bu Mesnevi’den maksadım sensin.
- همچنان مقصود من زین مثنوی ** ای ضیاء الحق حسامالدین توی
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
	         
		 
		 
		    
		    - Mesnevi, ferileri bakımından da, asılları bakımından da tamamı ile senindir... onu sen kabul etmişsindir.   755
- مثنوی اندر فروع و در اصول ** جمله آن تست کردستی قبول
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Padişahlar, iyiyi de kabul ederler, kötüyü de... Bir şeyi kabul ettiler mi artık reddetmezler.
- در قبول آرند شاهان نیک و بد ** چون قبول آرند نبود بیش رد