- Mesnevi, ferileri bakımından da, asılları bakımından da tamamı ile senindir... onu sen kabul etmişsindir. 755
- مثنوی اندر فروع و در اصول ** جمله آن تست کردستی قبول
- Padişahlar, iyiyi de kabul ederler, kötüyü de... Bir şeyi kabul ettiler mi artık reddetmezler.
- در قبول آرند شاهان نیک و بد ** چون قبول آرند نبود بیش رد
- Mademki bir fidan diktin, onu sula... Mademki açtın düğümleme!
- چون نهالی کاشتی آبش بده ** چون گشادش دادهای بگشا گره
- Mesnevi’deki sözlerden maksadım senin sırrın, onu şiir halinde söylemedeki muradım senin sesindir.
- قصدم از الفاظ او راز توست ** قصدم از انشایش آواز توست
- Bence sesin, Allah sesidir... Âşık, haşa; sevgilisinden ayrılmaz.
- پیش من آوازت آواز خداست ** عاشق از معشوق حاشا که جداست
- Nâsın caniyle nâsın rabbi arasında keyfiyetsiz, kıyasa sığmaz bir ulaşma, bir birlik vardır. 760
- اتصالی بیتکیف بیقیاس ** هست ربالناس را با جان ناس
- Fakat nâs dedim, nesnas değil... nas canın canı olan Allah’a aşina olanlardır, başkaları değil!
- لیک گفتم ناس من نسناس نی ** ناس غیر جان جاناشناس نی
- Nâs dediğim adamdır, adam nerede? Sen adamların başını, görmedin, kuyruksun sen!
- ناس مردم باشد و کو مردمی ** تو سر مردم ندیدستی دمی
- “Görünüşte o toprağı atan sen idin, hakikatte Allah idi” ayetini okumuşsun ama cisimden ibaretsin, cüz’ülerde kala kalmışsın!
- ما رمیت اذ رمیت خواندهای ** لیک جسمی در تجزی ماندهای
- A ahmak, cisim ülkeni Belkıs gibi Süleyman Peygamber için terk et!
- ملک جسمت را چو بلقیس ای غبی ** ترک کن بهر سلیمان نبی