- Temiz kişilere hiç dua etmez, kötülerden başkasına duada bulunmazdı.
- مینکردی او دعا بر اصفیا ** مینکردی جز خبیثان را دعا
- Ona “Hiç böyle bir âdet görmedik... Sapıklara dua etmek mürüvvet değildir” dediler. 85
- مر ورا گفتند کین معهود نیست ** دعوت اهل ضلالت جود نیست
- Dedi ki: “Ben onlardan iyilik gördüm... Bu yüzden onlara dua etmeyi âdet edindim.
- گفت نیکویی ازینها دیدهام ** من دعاشان زین سبب بگزیدهام
- O kadar kötülükte bulundular, o derece zulüm ve cevir ettiler ki nihayet beni şerden kurtardılar, hayra ulaştırdılar.
- خبث و ظلم و جور چندان ساختند ** که مرا از شر به خیر انداختند
- Ne vakit dünyaya yöneldimse onlardan eziyetler gördüm, meşakkatler çektim, dayaklar yedim.
- هر گهی که رو به دنیا کردمی ** من ازیشان زخم و ضربت خوردمی
- Bu yüzden de iyilik tarafına kaçardım... Beni o kurtlar yola getirirlerdi.
- کردمی از زخم آن جانب پناه ** باز آوردندمی گرگان به راه
- Benim iyiliğime sebep oldular... Ey aklı başında adam, bu yüzden onlara dua etmek, boynumun borcudur benim!” 90
- چون سببساز صلاح من شدند ** پس دعاشان بر منست ای هوشمند
- Kul dertten, elemden Allah’a sızlanır, uğradığı zahmetten yüzlerce şikâyette bulunur.
- بنده مینالد به حق از درد و نیش ** صد شکایت میکند از رنج خویش
- Allah da der ki: Gördün ya, nihayet dert ve zahmet, seni, bana yalvarır bir hale getirdi, seni doğrulttu,
- حق همی گوید که آخر رنج و درد ** مر ترا لابه کنان و راست کرد
- Sen, seni yolundan alıkoyandan, bizim kapımızdan uzaklaştırıp kovandan şikâyette bulun!
- این گله زان نعمتی کن کت زند ** از در ما دور و مطرودت کند