Allah, Mesnevi’nin diliyle, eliyle sana şükrettiğini gördü de ihsanlarda bulundu, lütuflar etti, keremini çoğalttı.
در لب و کفش خدا شکر تو دید ** فضل کرد و لطف فرمود و مزید
Çünkü Allah, şükredenin nimetini çoğaltmayı vadetmiştir. Nitekim secdenin karşılığı, Allah’a yakın olmaktır.10
زانک شاکر را زیادت وعده است ** آنچنانک قرب مزد سجده است
Allah’ımız “Secde et de yaklaş” dedi... Bedenlerimizin secde etmesi, canlarımızın Allah’a yaklaşmasına sebeptir.
گفت واسجد واقترب یزدان ما ** قرب جان شد سجده ابدان ما
Mesnevi, ziyadeleşiyorsa, uzuyorsa bu yüzden ziyadeleşiyor, bu yüzden uzuyor... Fazla ve büyük görünmek için değil!
گر زیادت میشود زین رو بود ** نه از برای بوش و های و هو بود
Üzüm çubuğu, yazdan nasıl hoşlanırsa, onunla nasıl bağdaşmışsa biz de seninle öyle bağdaşmışız, senden öyle hoşlanmaktayız... İstiyorsan emret, çek de çekip götürelim!
با تو ما چون رز به تابستان خوشیم ** حکم داری هین بکش تا میکشیم
Ey sabır, varlığın anahtarıdır sırrının emîri, bu kervanı güzel güzel ta hacca kadar çek, götür!
خوش بکش این کاروان را تا به حج ** ای امیر صبر مفتاح الفرج
Hac, Allah evini ziyarettir, ev sahibini ziyaretse erliktir.15
حج زیارت کردن خانه بود ** حج رب البیت مردانه بود
Hüsameddin, sen bir güneşsin, onun için sana ziya dedim... bu iki söz, Hüsam ve Ziya, senin vasıflarındır.
زان ضیا گفتم حسامالدین ترا ** که تو خورشیدی و این دو وصفها
Bu Hüsam ve Ziya birdir... Şüphe yok ki güneşin kılıcı ziyadandır.
کین حسام و این ضیا یکیست هین ** تیغ خورشید از ضیا باشد یقین
Nur, ayındır, bu ziya da güneşin... Kuran’ı oku da bak!
نور از آن ماه باشد وین ضیا ** آن خورشید این فرو خوان از نبا