- Su ve toprak altın madeniydi; bizse kuyumcuyuz... Gâh onu halhal yaparız, gâh yüzük!
- زر کان بود آب و گل ما زرگریم ** که گهش خلخال و گه خاتم بریم
- Gâh kılıç bağı yaparız... Gâh aslanın boynuna tasma! 1000
- گه حمایلهای شمشیرش کنیم ** گاه بند گردن شیرش کنیم
- Gâh onu tahtı bezeyen turunç yaparız, gâh devlet isteyen padişahların başına taç ederiz!
- گه ترنج تخت بر سازیم ازو ** گاه تاج فرقهای ملکجو
- Bu toprakla aşklarımız vardır bizim... Çünkü o rıza ka’desine oturmuştur.
- عشقها داریم با این خاک ما ** زانک افتادست در قعدهی رضا
- Gâh ondan böyle bir padişah çıkarırız... Gâh o padişahı da bir padişaha âşık ederiz!
- گه چنین شاهی ازو پیدا کنیم ** گه هم او را پیش شه شیدا کنیم
- O topraktan yüz binlerce âşık, yüz binlerce maşuk yaratırız... Hepsi de feryad-ü figandadır, arayıp taramadadır!
- صد هزاران عاشق و معشوق ازو ** در فغان و در نفیر و جست و جو
- Bizim işimize candan meyli olmayanın körlüğüne işimiz budur işte! 1005
- کار ما اینست بر کوری آن ** که به کار ما ندارد میل جان
- Nevaleyi azıksızlar önüne koruz... İşte o yüzden toprağa bu faziletleri veririz biz.
- این فضیلت خاک را زان رو دهیم ** که نواله پیش بیبرگان نهیم
- Çünkü toprak, tozlu ve kapkara görünür ama içinde nurlu sıfatlar vardır.
- زانک دارد خاک شکل اغبری ** وز درون دارد صفات انوری
- Dış yüzü iç yüzüyle savaştadır... İç yüzü inci gibidir, dışı taşa benzer.
- ظاهرش با باطنش گشته به جنگ ** باطنش چون گوهر و ظاهر چو سنگ