English    Türkçe    فارسی   

5
1073-1082

  • Başının üstünde bir sepet dolusu ekmek var da sen hala şuraya buraya koşup duruyor, ekmek istiyorsun.
  • Şaşkın mısın ne? Kendi başına dolan. Neden her kapıyı dövüp durursun? Yürü, gönül kapısını döv!
  • Dizine kadar dereye girmişsimde kendinden gafilsin, şundan bundan su isteyip durursun. 1075
  • Önünde de sana yardım edecek su var, ardında da. Fakat kaynaklara ulaşman için önünde de set var, ardında da.
  • Ata binmişsin, at oyluğunun altında, fakat süvari at arıyor. Bu nedir? dense at, fakat nerede? Diyor.
  • Hey gidi hey! Bu altındaki at nedir? dedin mi evet diyor, at ama o atı kim gördü acaba?
  • Suyun sarhoşu su da gözünün önünde. Kendisi su içinde, fakat akar sudan haberi bile yok.
  • İnci gibi hani. İnci de deniz içinde deniz nerede? Der. Sedef gibi olan hayal onun duvarı. 1080
  • Nerede demesi kendisine hicap olmakta, güneşin ziyasını kaplayan bir bulut kesilmede.
  • Kendi kötü gözü, gözüne perde olmada. Ben seddimi kaldırdım demesi, kendisine set kesilmede.