English    Türkçe    فارسی   

5
1099-1108

  • Yoksa iki alemde de Ebuleheb’in karısı gibi odun hamalı olursun, odun hamalı.
  • ورنه حمال حطب باشی حطب  ** در دو عالم هم‌چو جفت بولهب 
  • Sidre dalını odundan farket, ikisi de yeşil görünür yiğidim ama bir değildir. 1100
  • از حطب بشناس شاخ سدره را  ** گرچه هر دو سبز باشند ای فتی 
  • O dalın aslı yedinci kat göktü. Bu dalın aslı ise ateştir, dumandır.
  • اصل آن شاخست هفتم آسمان  ** اصل این شاخست از نار و دخان 
  • Duyguya göre ikisi de birbirine benzer. Çünkü göz ve duygunun mezhebi, yanlış görmedir.
  • هست مانندا به صورت پیش حس  ** که غلط‌بینست چشم و کیش حس 
  • Bu, can gözüne görünür, gönle varmak için yorul çabala.
  • هست آن پیدا به پیش چشم دل  ** جهد کن سوی دل آ جهد المقل 
  • Ayağın yoksa yuvarlan da nihayet her azı, her çoğu gör.
  • ور نداری پا بجنبان خویش را  ** تا ببینی هر کم و هر بیش را 
  • Şu beytin manası: Yolcuysan, yoldaysan, sana yol açarlar. Yok olursan sana varlıkla yönelirler.
  • در معنی این بیت «گر راه روی راه برت بگشایند ور نیست شوی بهستیت بگرایند» 
  • Zeliha, her taraftan kapıları kapadı ama Yusuf’ta hiçbir hareket görünmedi. 1105
  • گر زلیخا بست درها هر طرف  ** یافت یوسف هم ز جنبش منصرف 
  • Kilit ve kapı tekrar açıldı, yol göründü. Çünkü Yusuf, Tanrısına dayanmıştı, her yana dönüp dolaşmaktaydı.
  • باز شد قفل و در و شد ره پدید  ** چون توکل کرد یوسف برجهید 
  • Alemde bir yarık görünmemede ama Yusuf gibi hayran bir halde her yana koşup gelmek gerek.
  • گر چه رخنه نیست عالم را پدید  ** خیره یوسف‌وار می‌باید دوید 
  • Ki kilit açılsın, kapı görünsün, mekansızlık size yer olsun.
  • تا گشاید قفل و در پیدا شود  ** سوی بی‌جایی شما را جا شود