English    Türkçe    فارسی   

5
1105-1114

  • Zeliha, her taraftan kapıları kapadı ama Yusuf’ta hiçbir hareket görünmedi. 1105
  • گر زلیخا بست درها هر طرف  ** یافت یوسف هم ز جنبش منصرف 
  • Kilit ve kapı tekrar açıldı, yol göründü. Çünkü Yusuf, Tanrısına dayanmıştı, her yana dönüp dolaşmaktaydı.
  • باز شد قفل و در و شد ره پدید  ** چون توکل کرد یوسف برجهید 
  • Alemde bir yarık görünmemede ama Yusuf gibi hayran bir halde her yana koşup gelmek gerek.
  • گر چه رخنه نیست عالم را پدید  ** خیره یوسف‌وار می‌باید دوید 
  • Ki kilit açılsın, kapı görünsün, mekansızlık size yer olsun.
  • تا گشاید قفل و در پیدا شود  ** سوی بی‌جایی شما را جا شود 
  • Ey sınanan kişi, aleme geldin ama geldiğin yolu hiç görmüyor musun?
  • آمدی اندر جهان ای ممتحن  ** هیچ می‌بینی طریق آمدن 
  • Sen bir yerden, bir yurttan geldin. Geldiğin yolu bilmiyor musun, hayır, değil mi? 1110
  • تو ز جایی آمدی وز موطنی  ** آمدن را راه دانی هیچ نی 
  • Mademki bilmiyorsun, yol yok deme. Bu yolsuz yoldan bize gitmek görünür.
  • گر ندانی تا نگویی راه نیست  ** زین ره بی‌راهه ما را رفتنیست 
  • Rüyada neşeli bir halde sağa, sola gitmektesin. O meydanın yolu nerede biliyor musun?
  • می‌روی در خواب شادان چپ و راست  ** هیچ دانی راه آن میدان کجاست 
  • Sen gözünü kapa, kendini teslim et de kendini o eski şehirde göresin.
  • تو ببند آن چشم و خود تسلیم کن  ** خویش را بینی در آن شهر کهن 
  • Fakat gözünü nasıl kapatabilirsin ki yüzlerce mahmur göz, senin gözünü kapatmadan seni senden almada.
  • چشم چون بندی که صد چشم خمار  ** بند چشم تست این سو از غرار