- Ki kilit açılsın, kapı görünsün, mekansızlık size yer olsun.
- تا گشاید قفل و در پیدا شود ** سوی بیجایی شما را جا شود
- Ey sınanan kişi, aleme geldin ama geldiğin yolu hiç görmüyor musun?
- آمدی اندر جهان ای ممتحن ** هیچ میبینی طریق آمدن
- Sen bir yerden, bir yurttan geldin. Geldiğin yolu bilmiyor musun, hayır, değil mi? 1110
- تو ز جایی آمدی وز موطنی ** آمدن را راه دانی هیچ نی
- Mademki bilmiyorsun, yol yok deme. Bu yolsuz yoldan bize gitmek görünür.
- گر ندانی تا نگویی راه نیست ** زین ره بیراهه ما را رفتنیست
- Rüyada neşeli bir halde sağa, sola gitmektesin. O meydanın yolu nerede biliyor musun?
- میروی در خواب شادان چپ و راست ** هیچ دانی راه آن میدان کجاست
- Sen gözünü kapa, kendini teslim et de kendini o eski şehirde göresin.
- تو ببند آن چشم و خود تسلیم کن ** خویش را بینی در آن شهر کهن
- Fakat gözünü nasıl kapatabilirsin ki yüzlerce mahmur göz, senin gözünü kapatmadan seni senden almada.
- چشم چون بندی که صد چشم خمار ** بند چشم تست این سو از غرار
- Sen bir müşterinin aşkı ile gözünü dört açmışsın, ulu olma, baş olma ümidine kapılmışsın. 1115
- چارچشمی تو ز عشق مشتری ** بر امید مهتری و سروری
- Uyusan bile rüyada o müşteriyi görmedesin. Kötü baykuş, rüyada yıkık yerden başka bir şey görebilir mi?
- ور بخسپی مشتری بینی به خواب ** چغد بد کی خواب بیند جز خراب
- Kıvrıla büküle her an müşteriyi aramadasın. Fakat neyin var ki satacaksın? Hiçbir şeyin yok, hiçbir şeyin.
- مشتری خواهی بهر دم پیچ پیچ ** تو چه داری که فروشی هیچ هیچ