- Baykuşun malı mülkü ancak yıkık yerdir. O, Tabes ve Bağdat şehirlerinin vasıflarını dinlemez bile.
- خان و مان چغد ویرانست و بس ** نشنود اوصاف بغداد و طبس
- Padişah kuşu yoldan geldi mi bu baykuşlara, padişahtan yüzlerce haber getirir. 1155
- گر بیاید باز سلطانی ز راه ** صد خبر آرد بدین چغدان ز شاه
- Saltanat merkezini oradaki bağları bahçeleri, dereleri anlatır. Anlatır ama ona yüzlerce düşmen vah vah eder.
- شرح دارالملک و باغستان و جو ** پس برو افسوس دارد صد عدو
- Doğan kuşu eski masallar anlatmada, saçma sapan söylenip durmada.
- که چه باز آورد افسانهی کهن ** کز گزاف و لاف میبافد سخن
- Halbuki asıl eskimiş ebedi olarak çürümüş olanlar, onlardır. Yoksa o nefes eskiyi yenileştirir.
- کهنه ایشانند و پوسیدهی ابد ** ورنه آن دم کهنه را نو میکند
- Eski ölülere can verir, akıl tacını giydirir, iman nuru bağışlar.
- مردگان کهنه را جان میدهد ** تاج عقل و نور ایمان میدهد
- Ruh bağışlayan güzelden nurunu esirgeme. O seni kır atın üstüne bindirir. 1160
- دل مدزد از دلربای روحبخش ** که سوارت میکند بر پشت رخش
- Taçlar veren o başı yüce erden başını çekme. O, gönlünün ayağındaki yüzlerce düğümü çözer.
- سر مدزد از سر فراز تاجده ** کو ز پای دل گشاید صد گره
- Fakat kime söyleyeyim? Bütün köy içinde nerede bir diri? Abıhayatın bulunduğu tarafa koşan kim?
- با کی گویم در همه ده زنده کو ** سوی آب زندگی پوینده کو
- Sen bir horluk görür görmez aşktan kaçmadasın. Bir addan başka aşktan ne biliyorsun ki?
- تو به یک خواری گریزانی ز عشق ** تو به جز نامی چه میدانی ز عشق