Sen, “La ilahe illahlah – Tanrı’dan başka yoktur tapacak” sözünü okumadıkça bu yolun izini bulamazsın.
تا نخوانی لا و الا الله را ** در نیابی منهج این راه را
Bir aşığın sevgilisine, ettiği hizmetleri, gösterdiği vefaları, uzun gecelerde “Yanının yatak görmediğini”, uzun günlerde çektiği elem ve iştiyakı anlatıp da ben bundan başka bir şey varsa beni irşadet. Ne buyurursan yapayım, hatta dilersen Halil aleyhisselam gibi ateşe atışalım, Yunus aleyhisselam gibi kendimi deniz canavarının ağzına atayım, Cercis aleyhisselam gibi yetmiş kere öldürmem lazımsa öldüreyim. Şuayb aleyselam gibi ağlamaktan kör olmak gerekse olayım” demesi peygamberlerin vefalarının, canlarıyla oynamalarını saymaya imkan yok ya, Sevgilinin de ona cevap vermesi
داستان آن عاشق کی با معشوق خود برمیشمرد خدمتها و وفاهای خود را و شبهای دراز تتجافی جنوبهم عن المضاجع را و بینوایی و جگر تشنگی روزهای دراز را و میگفت کی من جزین خدمت نمیدانم اگر خدمت دیگر هست مرا ارشاد کن کی هر چه فرمایی منقادم اگر در آتش رفتن است چون خلیل علیهالسلام و اگر در دهان نهنگ دریا فتادنست چون یونس علیهالسلام و اگر هفتاد بار کشته شدن است چون جرجیس علیهالسلام و اگر از گریه نابینا شدن است چون شعیب علیهالسلام و وفا و جانبازی انبیا را علیهمالسلام شمار نیست و جواب گفتن معشوق او را
Bu aşık sevgilisinin huzurunda yaptığı işleri bir bir sayıyor, diyordu ki:
آن یکی عاشق به پیش یار خود ** میشمرد از خدمت و از کار خود
Senin için şunları yaptım, bunları ettim. Şu savaş meydanında oklara nişan oldum.
کز برای تو چنین کردم چنان ** تیرها خوردم درین رزم و سنان
Mal gitti kuvvet gitti, namus gitti. Aşkından nice muratsızlıklara uğradım.
مال رفت و زور رفت و نام رفت ** بر من از عشقت بسی ناکام رفت
Hiçbir sabah, beni uyur, yahut güler bir halde görmedi. Hiçbir akşam, beni düzgün bir halde bulmadı. 1245
هیچ صبحم خفته یا خندان نیافت ** هیچ شامم با سر و سامان نیافت
Acı ve tortulu neler içmişse etraflıca ve bir bir saymaktaydı.
آنچ او نوشیده بود از تلخ و درد ** او به تفصیلش یکایک میشمرد
Sevgilisine minnet olsun diye değil de aşkına yüzlerce tanık olmak üzere bunları sayıp döküyordu.
نه از برای منتی بل مینمود ** بر درستی محبت صد شهود
Aklı olanlara bir işaret yeter. Aşıkların sevgiliye karşı duydukları susuzluk, ne vakti gider, biter ki,
عاقلان را یک اشارت بس بود ** عاشقان را تشنگی زان کی رود
Usanmadan sözünü tekrarlar durur. Hiç balık bir işaretle duru suya kanar mı?
میکند تکرار گفتن بیملال ** کی ز اشارت بس کند حوت از زلال
Bir söz bile söylemedim diye şikayet ederek o eski derde ait yüzlerce söz söylüyordu.1250
صد سخن میگفت زان درد کهن ** در شکایت که نگفتم یک سخن