English    Türkçe    فارسی   

5
1242-1251

  • Bu aşık sevgilisinin huzurunda yaptığı işleri bir bir sayıyor, diyordu ki:
  • Senin için şunları yaptım, bunları ettim. Şu savaş meydanında oklara nişan oldum.
  • Mal gitti kuvvet gitti, namus gitti. Aşkından nice muratsızlıklara uğradım.
  • Hiçbir sabah, beni uyur, yahut güler bir halde görmedi. Hiçbir akşam, beni düzgün bir halde bulmadı. 1245
  • Acı ve tortulu neler içmişse etraflıca ve bir bir saymaktaydı.
  • Sevgilisine minnet olsun diye değil de aşkına yüzlerce tanık olmak üzere bunları sayıp döküyordu.
  • Aklı olanlara bir işaret yeter. Aşıkların sevgiliye karşı duydukları susuzluk, ne vakti gider, biter ki,
  • Usanmadan sözünü tekrarlar durur. Hiç balık bir işaretle duru suya kanar mı?
  • Bir söz bile söylemedim diye şikayet ederek o eski derde ait yüzlerce söz söylüyordu. 1250
  • Onda bir ateş vardı fakat neydi, bilmiyordu. Yalnız mum gibi, onun hararetiyle ağlayıp duruyordu.