English    Türkçe    فارسی   

5
1243-1252

  • Senin için şunları yaptım, bunları ettim. Şu savaş meydanında oklara nişan oldum.
  • کز برای تو چنین کردم چنان  ** تیرها خوردم درین رزم و سنان 
  • Mal gitti kuvvet gitti, namus gitti. Aşkından nice muratsızlıklara uğradım.
  • مال رفت و زور رفت و نام رفت  ** بر من از عشقت بسی ناکام رفت 
  • Hiçbir sabah, beni uyur, yahut güler bir halde görmedi. Hiçbir akşam, beni düzgün bir halde bulmadı. 1245
  • هیچ صبحم خفته یا خندان نیافت  ** هیچ شامم با سر و سامان نیافت 
  • Acı ve tortulu neler içmişse etraflıca ve bir bir saymaktaydı.
  • آنچ او نوشیده بود از تلخ و درد  ** او به تفصیلش یکایک می‌شمرد 
  • Sevgilisine minnet olsun diye değil de aşkına yüzlerce tanık olmak üzere bunları sayıp döküyordu.
  • نه از برای منتی بل می‌نمود  ** بر درستی محبت صد شهود 
  • Aklı olanlara bir işaret yeter. Aşıkların sevgiliye karşı duydukları susuzluk, ne vakti gider, biter ki,
  • عاقلان را یک اشارت بس بود  ** عاشقان را تشنگی زان کی رود 
  • Usanmadan sözünü tekrarlar durur. Hiç balık bir işaretle duru suya kanar mı?
  • می‌کند تکرار گفتن بی‌ملال  ** کی ز اشارت بس کند حوت از زلال 
  • Bir söz bile söylemedim diye şikayet ederek o eski derde ait yüzlerce söz söylüyordu. 1250
  • صد سخن می‌گفت زان درد کهن  ** در شکایت که نگفتم یک سخن 
  • Onda bir ateş vardı fakat neydi, bilmiyordu. Yalnız mum gibi, onun hararetiyle ağlayıp duruyordu.
  • آتشی بودش نمی‌دانست چیست  ** لیک چون شمع از تف آن می‌گریست 
  • Sevgili dedi ki: Doğru bütün bunları yaptın ama kulağını iyi aç ve dinle,
  • گفت معشوق این همه کردی ولیک  ** گوش بگشا پهن و اندر یاب نیک