English    Türkçe    فارسی   

5
1338-1347

  • Eşek boyuna zayıflayıp durmaktaydı. Eşeğin sahibi olan kadın da neden bu eşek böyle zayıflıyor, neden böyle kıl gibi inceliyor deyip dururdu. Fakat işin ne olduğunu anlamakta acizdi.
  • خر همی شد لاغر و خاتون او  ** مانده عاجز کز چه شد این خر چو مو 
  • Nalbantlara illeti nedir, neden zayıflamakta diye gösterdiyse de,
  • نعل‌بندان را نمود آن خر که چیست  ** علت او که نتیجه‌ش لاغریست 
  • Onda hiçbir illet görünmedi, kimse bunun iç yüzünü haber veremedi. 1340
  • هیچ علت اندرو ظاهر نشد  ** هیچ کس از سر او مخبر نشد 
  • Kadın bu işin aslını adamakıllı araştırmaya başladı. Her an eşeğin haline dikkat etmekte, neden böyle zayıfladığını bulmaya çalışmaktaydı.
  • در تفحص اندر افتاد او به جد  ** شد تفحص را دمادم مستعد 
  • İnsanın adamakıllı çalışmaya kul olması gerekir. Çünkü her şeyi iyice arayan nihayet bulur.
  • جد را باید که جان بنده بود  ** زانک جد جوینده یابنده بود 
  • Eşeğin haline dikkat edip dururken bir de ne görsün? O halayık eşeğin altına yatmıyor mu?
  • چون تفحص کرد از حال اشک  ** دید خفته زیر خر آن نرگسک 
  • Bunu kapının yarığından gördü bu hale pek şaştı.
  • از شکاف در بدید آن حال را  ** بس عجب آمد از آن آن زال را 
  • Eşek, erkekler kadınlara nasıl yakınlaşırsa aynen onun gibi halayığa yakınlaşmış, işini becermekteydi. 1345
  • خر همی‌گاید کنیزک را چنان  ** که به عقل و رسم مردان با زنان 
  • Kadın hasede düştü. Dedi ki, bu eşek, benim eşeğim, nasıl olur bu iş? Bu işin bana olması lazım ben işe daha ehlim.
  • در حسد شد گفت چون این ممکنست  ** پس نم اولیتر که خر ملک منست 
  • Eşek işi öğrenmiş, alışmış. Adeta sofra yayılmış, mum da yanmış.
  • خر مهذب گشته و آموخته  ** خوان نهادست و چراغ افروخته