- Buradakiler hep bana zıt oldular. Kıyamette böyle olacaktı ya, bu hal, bana daha önce gelip çattı. 1505
- ضد من گشتند اهل این سرا ** تا قیامت عین شد پیشین مرا
- Günümü onlarla geçirmeden, ömrümü onlarla bitirmeden ne olduklarını anladım.
- پیش از آنک روزگار خود برم ** عمر با ایشان به پایان آورم
- Eğer bu hal olmasaydı ayıplı bir kumaş satın almış olacaktın. Şükürler olsun ki o kumasın ayıplı olduğunu daha önceden öğrendin.
- کالهی معیوب بخریده بدم ** شکر کز عیبش بگه واقف شدم
- Elimdeki sermaye, elimden çıkmadan işi anladım, yoksa yine sonunda o kumasın ayıbı meydana çıkacaktı.
- پیش از آن کز دست سرمایه شدی ** عاقبت معیوب بیرون آمدی
- Mal da gidecekti ömür de. Bir yırtık kumaş için malımı da verecektin canımı da.
- مال رفته عمر رفته ای نسیب ** ماه و جان داده پی کالهی معیب
- Malımı mülkümü verip kalp para alacaktım, sonra da sevine, sevine evimin yolunu tutacaktım. 1510
- رخت دادم زر قلبی بستدم ** شاد شادان سوی خانه میشدم
- Şükürler olsun ki altının kalp olduğunu, ömrümü o yüzden harcamadan meydana çıktı.
- شکر کین زر قلب پیدا شد کنون ** پیش از آنک عمر بگذشتی فزون
- Yoksa kalp, ta sona kadar boynumda kalacaktı. Bos yere de ömrümü zayi edecektim.
- قلب ماندی تا ابد در گردنم ** حیف بودی عمر ضایع کردنم
- Mademki paranın kalp olduğu şimdiden anlaşıldı, ben de ondan ayağımı hemen çekeyim.
- چون بگهتر قلبی او رو نمود ** پای خود زو وا کشم من زود زود
- Dostun, sana düşmanlık eder, hasedini, kinini dışarıya vursa,
- یار تو چون دشمنی پیدا کند ** گر حقد و رشک او بیرون زند