- Elimdeki sermaye, elimden çıkmadan işi anladım, yoksa yine sonunda o kumasın ayıbı meydana çıkacaktı.
- پیش از آن کز دست سرمایه شدی ** عاقبت معیوب بیرون آمدی
- Mal da gidecekti ömür de. Bir yırtık kumaş için malımı da verecektin canımı da.
- مال رفته عمر رفته ای نسیب ** ماه و جان داده پی کالهی معیب
- Malımı mülkümü verip kalp para alacaktım, sonra da sevine, sevine evimin yolunu tutacaktım. 1510
- رخت دادم زر قلبی بستدم ** شاد شادان سوی خانه میشدم
- Şükürler olsun ki altının kalp olduğunu, ömrümü o yüzden harcamadan meydana çıktı.
- شکر کین زر قلب پیدا شد کنون ** پیش از آنک عمر بگذشتی فزون
- Yoksa kalp, ta sona kadar boynumda kalacaktı. Bos yere de ömrümü zayi edecektim.
- قلب ماندی تا ابد در گردنم ** حیف بودی عمر ضایع کردنم
- Mademki paranın kalp olduğu şimdiden anlaşıldı, ben de ondan ayağımı hemen çekeyim.
- چون بگهتر قلبی او رو نمود ** پای خود زو وا کشم من زود زود
- Dostun, sana düşmanlık eder, hasedini, kinini dışarıya vursa,
- یار تو چون دشمنی پیدا کند ** گر حقد و رشک او بیرون زند
- Senden yüz çevirdiği için feryat etme. Kendini ahmak ve bilgisiz bir hale düşürme. 1515
- تو از آن اعراض او افغان مکن ** خویشتن را ابله و نادان مکن
- Tanrıya şükret yoksullara ekmek ver ki onun çuvalında eskimedin, yıpranmadın.
- بلک شکر حق کن و نان بخش کن ** که نگشتی در جوال او کهن
- Ebedi ve doğru bir dost aramak üzere çuvalından tez çıktın.
- از جوالش زود بیرون آمدی ** تا بجویی یار صدق سرمدی