- Şükürler olsun ki altının kalp olduğunu, ömrümü o yüzden harcamadan meydana çıktı.
- شکر کین زر قلب پیدا شد کنون ** پیش از آنک عمر بگذشتی فزون
- Yoksa kalp, ta sona kadar boynumda kalacaktı. Bos yere de ömrümü zayi edecektim.
- قلب ماندی تا ابد در گردنم ** حیف بودی عمر ضایع کردنم
- Mademki paranın kalp olduğu şimdiden anlaşıldı, ben de ondan ayağımı hemen çekeyim.
- چون بگهتر قلبی او رو نمود ** پای خود زو وا کشم من زود زود
- Dostun, sana düşmanlık eder, hasedini, kinini dışarıya vursa,
- یار تو چون دشمنی پیدا کند ** گر حقد و رشک او بیرون زند
- Senden yüz çevirdiği için feryat etme. Kendini ahmak ve bilgisiz bir hale düşürme. 1515
- تو از آن اعراض او افغان مکن ** خویشتن را ابله و نادان مکن
- Tanrıya şükret yoksullara ekmek ver ki onun çuvalında eskimedin, yıpranmadın.
- بلک شکر حق کن و نان بخش کن ** که نگشتی در جوال او کهن
- Ebedi ve doğru bir dost aramak üzere çuvalından tez çıktın.
- از جوالش زود بیرون آمدی ** تا بجویی یار صدق سرمدی
- Ne nazlı, ne vefalı sevgidir o ki ölümünden sonra bile dostluğu bir katken üç kat olur, bağlılığındaki kuvvet üç kat artar.
- نازنین یاری که بعد از مرگ تو ** رشتهی یاری او گردد سه تو
- O dost, ya padişahtır, yüce bir sultandır, yahut da padişahın makbulü olan yanında şefaati kabul edilen bir kuldur.
- آن مگر سلطان بود شاه رفیع ** یا بود مقبول سلطان و شفیع
- Düzenbaz, hileci, riyakar dosttan kurtuldun, ölmeden önce onun düzenini riyasını gördün. 1520
- رستی از قلاب و سالوس و دغل ** غر او دیدی عیان پیش از اجل