- Yunus peygamberin hikayesi uzun ve etraflıdır. Halbuki toprağı anlatma ve feyiz verme zamanı.
- قصهی یونس درازست و عریض ** وقت خاکست و حدیث مستفیض
- Hasılı ağlayıp sızlanmanın Tanrı yanında değeri vardır. Ağlayıp sızlanmadaki değer nerede var?
- چون تضرع را بر حق قدرهاست ** وآن بها که آنجاست زاری را کجاست
- Ey ümit hemen kalk, belini sıkıca bağla. Kalk ey ağlayan daima gül.
- هین امید اکنون میان را چست بند ** خیز ای گرینده و دایم بخند
- Çünkü ulu Tanrı üstünlük bakımından gözyaşını, şehitlerin kanları ile bir tutmadadır.
- که برابر مینهد شاه مجید ** اشک را در فضل با خون شهید
- Tanrının, Adem aleyhisselam'ın bedenini yaratmak üzere bir avuç toprak alması için İsrafil aleyhisselam'ı yeryüzüne göndermesi.
- فرستادن اسرافیل را علیهالسلام به خاک کی حفنهای بر گیر از خاک بهر ترکیب جسم آدم علیهالسلام
- Tanrımız bunun üzerine İsrafil’e, yürü dedi, avucunu toprakla doldur gel. 1620
- گفت اسرافیل را یزدان ما ** که برو زان خاک پر کن کف بیا
- İsrafil yeryüzüne geldi ama toprak, ağlayıp inlemeye başladı.
- آمد اسرافیل هم سوی زمین ** باز آغازید خاکستان حنین
- Dedi ki: Ey sür meleği, ey hayat denizi! Ölüler senin nefeslerinle dirilir.
- کای فرشتهی صور و ای بحر حیات ** که ز دمهای تو جان یابد موات
- Sür’u öyle bir kuvvetli üflersin ki halk, çürümüşken dirilir, mahşere gelir, o ovayı doldurur.
- در دمی از صور یک بانگ عظیم ** پر شود محشر خلایق از رمیم
- Su’ru üfler, haydin ey Kerbela şehitleri, kalkın!
- در دمی در صور گویی الصلا ** برجهید ای کشتگان کربلا
- Ey ölüm kılıcı ile helak olanlar, dallar, yapraklar gibi topraktan baş kaldırın dersin. 1625
- ای هلاکت دیدگان از تیغ مرگ ** برزنید از خاک سر چون شاخ و برگ