English    Türkçe    فارسی   

5
1672-1681

  • Dertli toprak bütün bunları duydu. Fakat o kötü zan, kulağına küpe olmuştu, ondan vazgeçmedi.
  • این همه بشنید آن خاک نژند  ** زان گمان بد بدش در گوش بند 
  • Aşağılık toprak tekrar başka bir çeşit yalvarmaya, sarhoş gibi secde etmeye başladı.
  • باز از نوعی دگر آن خاک پست  ** لابه و سجده همی‌کرد او چو مست 
  • Azrail dedi ki: Yeter, artık bundan fazlası yok. Hem benden sana ziyan da gelmez. Ben, istersen sana başımı, canımı rehin vereyim.
  • گفت نه برخیز نبود زین زیان  ** من سر و جان می‌نهم رهن و ضمان 
  • Yalvarmayı düşünme, Artık o merhamet ve adalet sahibi padişahtan başkasına yalvarma da. 1675
  • لابه مندیش و مکن لابه دگر  ** جز بدان شاه رحیم دادگر 
  • Ben emir kuluyum, emri terk edemem. Onun emri, denizden toz koparır.
  • بنده فرمانم نیارم ترک کرد  ** امر او کز بحر انگیزید گرد 
  • O kulağı, gözü, başı, yaratan Tanrı’nın emrinden başka kendiliğimden ne bir hayır dilerim, ne bir şer.
  • جز از آن خلاق گوش و چشم و سر  ** نشنوم از جان خود هم خیر و شر 
  • Kulağım onun sözünden başka söze sağır. O, bana tatlı canımdan da değerli.
  • گوش من از گفت غیر او کرست  ** او مرا از جان شیرین جان‌ترست 
  • Can, ondan geldi, o candan değil. O, bedavaca yüz binlerce can verir.
  • جان ازو آمد نیامد او ز جان  ** صدهزاران جان دهم او رایگان 
  • Can nedir ki kerem sahibinden esirgeyeyim? Pire de nedir ki onun yüzünden yorganı yakayım? 1680
  • جان کی باشد کش گزینم بر کریم  ** کیک چه بود که بسوزم زو گلیم 
  • Ben, onun hayrından başka bir hayır bilmem. Ondan başkasına sağırım, dilsiz, körüm.
  • من ندانم خیر الا خیر او  ** صم و بکم و عمی من از غیر او