English    Türkçe    فارسی   

5
1724-1733

  • Tanrı da duan kabul edildi, dönme der. Doğrusunu Tanrı daha iyi bilir ya.
  • Bu çeşit rüya bir bak ne hoştur. Adam, ölümünü görmeden cennete gitmede. 1725
  • Artık hiç o adam, uyanmaya hasret çeker, kuyunun dibinde zincirlere, bukağılara vurulmuş olarak yaşamayı arzular mı?
  • İnanmışsan artık savaş safına gel ki senin meclisin gökyüzündedir.
  • Yüzlerce ulaşma ümidiyle kalk, ey kul, mihrap önündeki mum gibi dinel.
  • Başı kesilmiş mum gibi bütün gece arayıp isteme yüzünden ağla, gözyaşları dök, yan dur.
  • Yemekten, içmekten ağzını yum, gök sofrasına koş. 1730
  • Her an ümidini gökyüzüne bağla. Gökyüzü havası ile söğüt gibi titre.
  • Sana anbean gökten su ve ateş gelip durmada. Rızkını arttırmadadır.
  • Seni de oraya götürürse şaşma. Aczine bakma isteğine bak.