- Bu çeşit rüya bir bak ne hoştur. Adam, ölümünü görmeden cennete gitmede. 1725
- این چنین خوابی ببین چون خوش بود ** مرگ نادیده به جنت در رود
- Artık hiç o adam, uyanmaya hasret çeker, kuyunun dibinde zincirlere, bukağılara vurulmuş olarak yaşamayı arzular mı?
- هیچ او حسرت خورد بر انتباه ** بر تن با سلسله در قعر چاه
- İnanmışsan artık savaş safına gel ki senin meclisin gökyüzündedir.
- مومنی آخر در آ در صف رزم ** که ترا بر آسمان بودست بزم
- Yüzlerce ulaşma ümidiyle kalk, ey kul, mihrap önündeki mum gibi dinel.
- بر امید راه بالا کن قیام ** همچو شمعی پیش محراب ای غلام
- Başı kesilmiş mum gibi bütün gece arayıp isteme yüzünden ağla, gözyaşları dök, yan dur.
- اشک میبار و همیسوز از طلب ** همچو شمع سر بریده جمله شب
- Yemekten, içmekten ağzını yum, gök sofrasına koş. 1730
- لب فرو بند از طعام و از شراب ** سوی خوان آسمانی کن شتاب
- Her an ümidini gökyüzüne bağla. Gökyüzü havası ile söğüt gibi titre.
- دم به دم بر آسمان میدار امید ** در هوای آسمان رقصان چو بید
- Sana anbean gökten su ve ateş gelip durmada. Rızkını arttırmadadır.
- دم به دم از آسمان میآیدت ** آب و آتش رزق میافزایدت
- Seni de oraya götürürse şaşma. Aczine bakma isteğine bak.
- گر ترا آنجا برد نبود عجب ** منگر اندر عجز و بنگر در طلب
- Çünkü bu istek, sende Tanrının bir emanetidir. Her isteyen kişinin istenmesi yerindedir.
- کین طلب در تو گروگان خداست ** زانک هر طالب به مطلوبی سزاست