English    Türkçe    فارسی   

5
1753-1762

  • Beklemezsen o yetmiş kat devlet ve ikbal nevalesi sana gelmez.
  • Babacığım yüceler yemeğini ercesine bekle,bekle.
  • Her aç nihayet bir yiyecek bulur. Devlet güneşi elbette ona vurur. 1755
  • Himmet sahibi misafir, az yemek yerse sofra sahibi, ona daha güzel yemek getirir.
  • Yalnız yoksul ve nekes olan sofra sahibi başka, ona söz yok. Kerem sahibi Rızk vericiye kötü zanda bulunma.
  • Ey dayanılan, güvenilen er, bir dağ gibi başını kaldır da günesin ilk ışığı sana vursun.
  • Baksana o oturaklı yüce dağın tepesi de seher güneşini bekleyip durmada.
  • Ne hoştu bu dünya, ölüm olmasaydı: ne hoştu dünya mülk, zevali gelmeseydi diyen ve bu çeşit abes sözler söyleyen gafil kişiye cevap
  • Biri ne hoştu dünya, ortada eteğimizi çeken ölüm olmasaydı demedeydi. 1760
  • Bir başka biri de dedi ki: Ölüm olmasaydı ıstıraplarla dolu olan bu dünya hiçbir şeye yaramazdı.
  • Ovaya yığılmış, dövülmeden öylece bırakılmış bir harmana benzerdi.