English    Türkçe    فارسی   

5
1763-1772

  • Halbuki sen asil ölümü dirilik sandın, tohumu çorak yere ektin.
  • Yalancı akıl, her şeyi aksi görür, diriliği de ölüm sanır a ahmak!
  • Ey Tanrı, sen bize her şeyi, o hile yurdunda nasılsa öylece göster. 1765
  • Hiçbir ölü, öldüğüne hayıflanmaz, azığın azlığına hayıflanır.
  • Yoksa ölen, bir kuyudan ovaya, devlete, yaşayışa ve genişliğe çıkar.
  • Bu yas konağından, şu daracık deve yatağından geniş bir ovaya göçer.
  • Orası doğruluk makamıdır, yalan sayvanı değil. Orada hususi bir şarap vardır, adam onunla sarhoş olur ayranla değil.
  • Orası öyle bir doğruluk makamıdır ki orada onunla oturan Tanrıdır. Ateşe tapanların mabedi olan su balçıktan kurtulmuştur. 1770
  • Aydın bir suretle yaşamadıysan, bir iki nefeslik ömrün kaldı bari ercesine öl!
  • Kul,müstahak olmadan nimetler veren Tanrının rahmetinden dilenen şeyler. Tanrı, bir Tanrı ki, insanlar, ümitsizliğe düştükten sonra yağmur yağdırır. Nice uzaklık vardır, yakınlığa sebep olur. Nice kutluluklar vardır, kötülük istediğinden gelip çatar. Bu suretle de Tanrının, kulların kötülüklerini, iyiliklere döndürdüğü bilinir.
  • Hadiste gelmiştir ki kıyamet günü, her bedene “kalk” diye emir gelir.